« Eski | Yeni »

Columbia Üniversitesi / NYC

28 May 2014 • Bilge Nilsun Kale • 2 yorum

İnsan kendisine ait, kendisiyle ilgili bir şeyi yazarken daha çok düşünüyor. Hele de tecrübelerini paylaşmak, bu yolla birilerini farkında olmadan yönlendirebileceğini düşünmek, şöyle mi yazsam, şunu da söylesem mi ikilemleri yazma sürecini daha sancılı hale getirebiliyor. En azından benim için öyle :) Bu sebeple, bu yazıda ben de Columbia Üniversitesi’ni okuduğum bir yer olarak değil de, bir turist gözüyle yazmaya gayret gösterdim. Tabi ayrıca bilgi almak, bir konuda danışmak isteyen olursa seve seve yardımcı olurum.

Columbia Üniversitesi, “King’s College” adı ile 1754 yılında kurulmuş 260 yıllık bir üniversite. Bugün New York’un en eski, ABD’nin ise beşinci eski üniversitesi.

Uzun tarihi bir yana, okulun günümüzdeki şöhretine kavuşmasında, Harvard, Princeton ve Yale gibi ABD’nin en tanınmış sekiz üniversitesini kapsayan “Ivy League” olarak tabir edilen, Türkçe’de ise “Sarmaşık Ligi” olarak adlandırıldığını öğrendiğim üniversiteler grubunun önemli bir üyesi olması büyük rol oynuyor.

Okulun dünya sıralamasındaki yeri sıralamayı yapan kuruluşa, öğrenim görülecek bölüme ve dereceye göre değişiklik göstermekle birlikte, Columbia Üniversitesi genellikle dünyadaki en iyi 10 üniversiteden biri olarak gösteriliyor. (Bu noktada kendi görüşümü de belirteyim, Columbia’nın, dünya sıralamasında ilk 500’e zar zor girdi diye sevindiğimiz ODTÜ’den aradaki uçurum kadar daha iyi olduğunu düşünmüyorum.)

Neyse :) Columbia’da halihazırda çok sayıda dünyaca ünlü profesör eğitim veriyor. Mesela bu günlerde 2014 yılı sonbahar döneminde İran eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın misafir öğretim üyesi olarak Kamu Yönetimi bölümünde ders vereceği haberleri dolaşıyor.

Nobel Ekonomi Ödüllü Joseph Stiglitz’in anlattığı bir ders..

Bunun yanı sıra, tanınmış birçok lider, sanatçı, bilim adamı ve ekonomist okulun mezunları arasında. Okul Barack Obama da dahil olmak üzere, toplamda üç, bazı kaynaklara göre ise dört ABD başkanı çıkarmış. Ayrıca, Mehmet Öz, Orhan Pamuk ve Kemal Derviş gibi tanıyıp bildiğimiz simalar da okulun çatısı altında faaliyetlerini sürdürüyor.

Üniversite, 1800’lü yılların sonlarında, Manhattan’ın Morningside Heights olarak bilinen, 116. Sokaktaki şimdiki kampüsüne taşınmış. Bu kampüs, havaların ısınmasıyla turist ve öğrenci akınına uğruyor. Ortalıkta bizim gibi göbek bağı gömenler, atanlar falan yok ama dünyanın dört bir yanından gelmiş liseli gençlerin hevesle, özenerek gezdiği bir yer. (Küçük bir not: kampüste öğretmenleri ya da rehberleri ile gezen gençleri görünce, ablamla ODTÜ kampüsünü gezdiğimiz günleri, ne kadar heyecanlandığımı anımsıyorum. Tahmin ediyorum ki, Columbia kampüsünü gezen çocuklar için burada okumak hayali çok daha büyüktür.)

Columbia Üniversitesi’ne ulaşım ise gayet kolay, 1 numaralı metro hattı okulun Broadway Caddesi kapısına kadar götürüyor.

Broadway ve 116. sokakta yer alan metro istasyonu..

Kampüse bu kapıdan girince biraz ileride sağ tarafınızda Butler Library, sol tarafınızda da meşhur, bol sütunlu kampüsün en eski binası olan Low Library yer alıyor. Bu iki bina arasında kalan ve “College Walk” olarak adlandırılan yol üzerindeki geniş alanda ise her yıl mezuniyet törenleri gerçekleştiriliyor. 2014 yılı mezuniyetine isteyenler şuradan bir göz atabilir.

Low Library ve önündeki Alma Mater heykeli..

Okul kampüsü yaz-kış ziyaret edilesi bir mekan. Low Library önündeki Alma Mater, Felsefe Bölümü bahçesinde yer alan Düşünen Adam ve hukuk fakültesi önündeki görkemli “Bellerophon Taming Pegasus” heykelleri dikkat çekici yapılardan. Hepsinin de kendisine has hikayeleri, efsaneleri mevcut. Okul bünyesinde ayrıca bir de şapel bulunuyor, hiç içine girip gezmediğimi şimdi yazarken fark ettim :)

St. Paul Şapeline doğru yürürken biz..

Şapel önünde kardan adam yapan genç Columbialılar :)

Düşünen Adam sınav zamanları en büyük yoldaşımız..

1895-1934 yılları arasında okul ana kütüphanesi olan Low Library, şu an idari bir hizmet binası. Okulun günümüzde 22 adet kütüphanesi var ve Butler bunlardan en büyüğü. Butler Kütüphanesi’nde sınav dönemlerinde çalışmak için bir yer bulmak pek mümkün değil. Şaşırtıcı bir şekilde yine aynı dönemlerde üst katlarda aşağıdaki gibi uzun, kimsesiz, korkunç koridorlar mevcut. Bana “Shining” filminin en can alıcı sahnelerinden birini anımsatıyor.

Bahar aylarında Low merdivenleri ve Butler manzarası..

Butler koridorlarından bir görüntü ve Shining :)

Okul ana kampüsü ile Hukuk ve Uluslararası İlişkiler Bölümlerini bağlayan Amsterdam Caddesi üzerindeki köprüden manzara..

Okula ilk başladığımız hafta bir ikinci sınıf öğrencisi, bu köprü üzerindeki aşağıdaki delikten çift yönlü olarak New Jersey ve Brooklyn manzarası göründüğünü söylemişti, sonra günler geçip de, harita bilgimiz gelişince bunun mümkün olamayacağını geç de olsa anladık :) Manzara, boylu boyunca Amsterdam Caddesi..

Her daim sempatik ikili..

Kış aylarında College Walk..

Baharın gelmesiyle bile tarzından ödün vermeyen Düşünen Adam..

Bu yazıdaki neredeyse bütün fotoğraflar “çekimetkisi” logosundan anlaşılacağı üzere blog sahibi Burçay Erçetin’e ait. Diğerleri ise yıl içerisinde farklı zamanlarda gözüme takılan bana ait birkaç kare.