|

deli bakış

En son ne zaman karşılaştınız böyle “bakış” larla, içinize doğru cüretkarca bakan, kıvılcımlı, deli gözlerle ?

Bugün sabah yürüyorum bir yere, uzun yürüyüşlerde abuk subuk şeyler aklıma gelir hep (Haruki Murakami miydi koşarken aklına geliyormuş hep yazacakları :) ), bu geldi. Düşündüm sonra, en son ne zaman korktum ya da çok heyecanlandım diye bir bakıştan, bulamadım kayda değer birşey. Sanki eskiden çok rastlardım, öğrenciyken, küçükken, 1-2 gün aklınızdan çıkmayan o bakışlara. Sonra düşündüm, artık kendim de bakmıyorum öyle, gün geçtikçe normalize oluyoruz sanki. Ayna karşısında bakayım, bir rol keseyim desem, bakamam. Hele ki ben, zaten normalin üzerinde heyecanlı, gaza gelme potansiyeli yüksek, poker surat olmayı hiç becerememiş, kendinden aşırı motive bir kişilikken. Donuk demek istemiyorum ama kıpırtısızlaşıyor bakışlarımız, bilmiyorum belki dinginleşiyor, olgunlaşıyor. Gördüğümüzün, duyduğumuzun sonraki adımını tahmin edebiliyoruz sanki, sonunu bildiğimiz filmi tekrar izler gibi, ya da izlemeden başına bakıp öngörür gibi, katil uşak işte, ya da bu kız kesin ölecek filmin sonunda gibi (iyilerin öldüğü filmlere de alıştık, süpriz yok).

 

bakış zamana notlar
Neyse, demek istediğim güzel şey farklı bakan (kastedilen olumlu duygular, psikopatların bakışı da çok deli oluyor demeyin sakın), heyecanlı insanlarla karşılaşabilmek, tanışabilmek. Türleri tehlikede. Gittikçe azalıyorlar. Ve umuyorum belki de bulaşıcıdır bu bakışlar, gördükçe biz de cesaret edebiliriz öyle bakmaya, ne düşünür karşıdaki diye kendi kendimize sorular sorup cevaplar vermeden, içimizden geldiği gibi. Hem çok ilham verici bu tür karşılaşmalar, zihin ve ruh uyanıveriyor ışık hızında.

Çocuklarda var en çok bu bakışlardan, öyle kontrolsüz, tüm duyguyu yüzüne yansıtıveren gözler (hatta tiyatrocu değilse bir yetişkinde göremeyeceğiniz şekilde dudaklar, hatta tüm yüz kasları :)). Ben bakakalıyorum farklı ifadelerine çocukların, öyle dondurmak, duvara asmak istiyorum, ve işte bu noktada niye çocuk fotoğraflarını sevdiğimi anlıyorum (sağlama yapmış oldum, aferim).

 

bakış zamana notlar
 
Bu yazıya fotoğraf ekleyeyim diye bakındım, ilk niyetim içinde şöyle delici bakışlı insanların olduğu fotoğraflardan koymaktı, sonra düşündüm belki de doğru örnek olmayacaklar. Fotoğraflarının çekildiği anda yüzlerine doğrultulan kameraya verilen tepki aslında yüzlerindeki. Çok anlık, çok istemsiz. Doğal tabi ki ama benim niyetlendiğim şey değil. Sonunda niyetime bu daha çok uydu (içimdeki sevgi böceği de hortlar işte böyle).
 
bakış zamana notlar
 
Pencerelere de son zamanlarda farklı duygular besliyorum (röntgencilik değil, valla), bakıp hayal ediyorum arkasındakini, insanları, hepsi ufak ufak detaylarıyla ayrı birşey çağrıştırıyor çünkü. Hayata açılan pencereler diyeceğim, klişe olacak :) Bunun bakışla ne ilgisi var derseniz, bu da benim bakışım işte, hemen görülmeyeni, perdenin arkasını görmeye çabalayan.

Bu aşağıdaki şarkı da Daft Punk’ın “instant crush” ı. Uzun zamandır adıyla, hissettirdikleri (sözlerinde bir takım kalp kırıklıkları mevzusu var, tamam, nerde yok ki) bu kadar uyumlu yeni bir şarkı duymamıştım, bu senenin bi tanesi benim için. Henüz aşık olmadıysanız bu şarkı eşliğinde olun mümkünse, kafamda bir film çektim bunu da film müziği yaptım, gayet de güzel oldu :)

Sevgiyle,


|


Yorumlar(3)

  1. Galip Demiray
    Reply

    Sentez, analiz, ifade edebilme kaabiliyeti, hayalgücü, beceri ve çocuksu naiflik….bunları görüyorum ve bu nitelikler aynı zamanda bir kitap yazmak için en azından lazım olan özellikler….niye bir kitap yazmayı düşünmüyorsunuz?….Muhakkak düşünün…Ben konuyu vereyim: Hayat ın manası (niye varız?)….

    • Burçay Erçetin
      Reply

      Güzel ve cesaretlendirici yorumunuz için çok teşekkür ederim, sevgiyle.

  2. asuman
    Reply

    Cok samimi gercekten.. okurken cok keyif aldim..ellerinize saglik…

E-posta adresiniz yayımlanmayacaktır.