« Eski | Yeni »

ABD Batı Yakası Gezisi: 4. Durak: San Diego

Los Angeles ile San Diego arası yolun araba ile yaklaşık 2 saat sürdüğünü okuduğumuzda, Los Angeles’tan buraya günübirlik gitmenin mantıklı olacağını düşünmüştük. Sadece sabah erken saatlerde yola koyulmak, yapmayı istediğimiz her şeyi gerçekleştirmemiz için yetti de arttı bile.

San Diego, Batı Yakası’nın en güney noktası. Meksika sınırında yer alan şirin bir şehir. Bu şehirde yapılabilecekler listesinin en başında ise San Diego Hayvanat Bahçesi yer alıyor. Burası, filmlerde sık sık gördüğümüz, dünyanın en bilinen hayvanat bahçelerinden biri. Biz gitmedik, çünkü New York’taki Bronx Hayvanat Bahçesini gördükten sonra gidip tam bir günü burada geçirmek istemedik.

Ben daha önce yurt dışında bir hayvanat bahçesine gitmemiştim hiç. İlk defa bu bahsettiğim Bronx’takine gittim geçen sene. Zannediyorum ki hayvanat bahçeleri, gelişmiş bir ülkede olup olmadığınızı hemen anlayabileceğiniz yerlerden. Burada, hayvanlar için çok daha elverişli tasarlanmış bu parklar. Bizde küçücük kafeslere sığdırılan, doğal ortamlarından koparılan hayvanlar, burada geniş alanlarda, doğal ortamlarına çok daha yakın koşullarda misafir ediliyor. Tabii bu hayvanlar için arzu edilen ve önemli bir şey. Ama ziyaretçiler için bu durum negatif bir hal alabiliyor. Mesela biz Bronx’ta bir kaplan görmek için baya bir süre bekledik, ama kaplan kurulduğu ağaçların, çalıların arasından çıkıp bize bir selam vermedi o kadar süre boyunca :) Çook uzaklarda yatıp yuvarlandığını gördük bulunduğumuz noktadan. Hal böyle olunca San Diego’da da hayvan göreceğimizden emin olamayıp, bir günümüzü bu şekilde harcamak istemedik. Fazladan vakti olanlar için çok keyifli olacağına eminim. Bir de, yine bu şehirde görülebilecek Sea World San Diego var ki, buranın da methini çok duydum ama hakkında pek bir fikrim yok, gitmeyeceğimizi bildiğim için pek araştırmamıştım.

Biz Los Angeles’tan varış noktamıza doğru giderken ilk durağımızı yol üzerindeki La Jolla Cove Beach olarak belirledik. La Jolla, kıyıda güneşlenen fok balıkları ve çeşitli deniz kuşları ile ünlü bir yer. Burada hem doğal ortamında fok balığı gördük, hem de bu hayvanların ne kadar şeker olduklarını öğrenmiş olduk :) 15 Aralık tarihi ile başlayan dönem, üreme zamanıymış bu sempatik hayvanlar için. O yüzden çoğu, karada tatlı tatlı yatıyordu güneşin altında. Dolayısıyla biz de yakından görme imkanı bulduk bu canlıları. Sanırım San Diego’da gördüğüm en güzel yer burasıydı, zira en çok fotoğrafı da burada çekmişim.

 

 

La Jolla’dan sonraki hedefimiz Mission Beach oldu. Burada Aralık ayında yüzen insanları görmek, biz giremesek de ilaç gibi geldi :) Hatta Noel ağaçlarını beraberlerinde getirmiş, kumların üstünde kutlama yapan bir aile vardı, çok keyifli görünüyorlardı. Çok hoşuma gitti bu fikir :) Belki biz de aynı şeyi ne bileyim Kurban Bayramında falan yapabiliriz ailecek, sahilde oturur kavurma yeriz bir gün. Olmaz mı? Olabilir. Burası neredeyse tüm Amerikan plajları gibi (en azından benim gördüklerim gibi) uçsuz bucaksız, enfes bir sahildi. Deniz kenarında Giant Dipper Roller Coaster adında bir roller coaster var ki, eğlenmek isteyenler için güzel bir seçim olabilir gibi geldi bana :)

Sahil kenarından biraz uzaklaşıp Old Town San Diego‘ya gittik daha sonra. Burasi 1800’lu yıllarda kullanılmış birçok tarihi binanın yer aldığı güzel bir park. Aynı zamanda California eyaletinin de en çok ziyaret edilen parkıymış, rivayete göre. Restore edilmiş küçük bir koyu andıran bu parkta, müzeler, restoranlar, cafeler ve dükkanlar var. Bence görülmeyi hak ediyor.

Balboa Park da hakkında güzel şeyler okuduğum bir yerdi, biz zaman kısıtı sebebiyle araba ile şöyle bir dolaştık çevresinde, vakit sıkıntısı yoksa içi de gezilebilir. Son derece doğal ve nezih görünüyordu. Ayrıca burası San Diego Hayvanat Bahçesine çok yakın.

Sonra bahsettiğim tüm bu yerlerden biraz uzaklaşıp Coronado Adası‘na geçtik. Buradaki sahil ve sahile çok yakın olan Hotel Del Coronado gerçekten görülmeye değer. Tamamen ahşap olan bu otel oldukça görkemli. Daha yakından görmek için, vale parking’e giriyor gibi yapıp otelin girişini de yakından görüp, sonra yanlış gelmiş gibi çıkıp gidebilirsiniz, biz böyle yaptık :) Bu adaya geçerken kullandığımız köprü ve manzarası da çok hoştu.

Müze meraklıları için USS Midway Museum da görülebilecek yerler arasında. Deniz havacılığı ve askeri konulara ilgi duyanlar kaçırmasın. Biz, gittiğimiz tarihte kapalı olduğu için göremedik.

San Diego turunu günübirlik yaptığımız için San Diego’da ne yenir ne içilir konusunda çok fazla fikrim yok. Şehirde birkaç şubesi bulunan Rubio’s adlı mekanda balık tacolarının çok güzel olduğunu duymuştum. Bir de şehrin Gaslamp Quarter adlı bölgesi, eğlence mekanı ve restoranların yer aldığı bir yer. Biz Noel’in azizliğine uğradık, hepsi kapalıydı ama normal vakitlerde eğlenceli bir bölge gibiydi.

Tüm bu aktivitelerden sonra yorulup, tek bir cazip açık restoran bulamayan Çağrı ve ben, önümüzdeki 2 saatlik yolun ve açlığın stresiyle hava kararmadan Los Angeles’a dönüş yoluna geçtik :)

Los Angeles’ta fazladan günü olanlar için kesinlikle önerebileceğim bir aktivite San Diego’ya gitmek. Hatta belki bu şehirde geçirilecek süreyi uzatıp San Diego’dan düzenlenen Tijuana turlarıyla Meksika’ya da geçersiniz, belli mi olur :)

Sıradaki yazımda, Batı Yakası gezimizin en keyifli bölümü olan Los Angeles ve San Francisco şehirleri arasındaki yolculuğumuzu anlatacağım :)

Kendinize iyi bakın!

 

Bilge Nilsun Kale

---

« Eski | Yeni »

---