|

Eymir, bisiklet, çocuk, iyi, kötü, çirkin

Yazayım diye niyetlendiğim çok şey var, sıra gelmiyor bir türlü, vakit de yetmiyor. İşin kötüsü kolay çözüm de bulamıyorum, yapmak istediklerimi yıllarca öyle biriktirmişim sanki, çok şeritten mecburen tek şeride düşmek zorunda kalan trafikteki arabalar gibi sıraya sokmam gerekiyor ki bunları, ilerlesinler. Özü mühendis bir insan olarak bilmediğim şey de değil ya, uygulamak ayrı. Bir de uykuda geçirilen atıl zaman var, gözümü biraz o zamana diktim, yapan nasıl yapıyor da az uyuyup çok şey yapabiliyor bir öğrenmem lazım, sürekli gözkapaklarım düşmeden.

 

Eymir gezi doğa fotoğraf bahar
 
Eymir gezi doğa fotoğraf bahar
 
Eymir mevzusundan başlayacağım dertlerimi sıra sıra dizmeye. Anlattıkça, içimi döktükçe rahatlayacağım, hiçbir işe yaramasa bile. İşe yarama endişelerim bitmek bilmez seviyede ama bu sefer düşünmüyorum, sızlanıp geçeceğim bir posta.
 
Eymir gezi doğa fotoğraf bahar
 
Eymir gezi doğa fotoğraf bahar
 
Eymir gezi doğa fotoğraf bahar
 
Eymir gezi doğa fotoğraf bahar
 
Ankara’da hem şehir merkezinden çok uzaklaşmadan, hem de sonradan beton dökülmemiş, fosforlu lambalar takılmamış, kafa dinlenebilecek, hem de spor yapılabilecek bir yer diye düşününce akla gelen ilk yer sanırım Eymir. Müdavimleri var Eymir’in düzenli olarak gelip, yürüyen, koşan, bisiklete binen (tamam balık ekmek yiyen, çimlerde çay içen, geç kahvaltı yapan, az yürüyüp çok muhabbet eden).
 
Eymir gezi doğa fotoğraf bahar
 
Düzenli bir spor alışkanlığı (hele ki salon sporu değil) hep özendiğim bir şey, böyle sabahın erken saatinde, kışında, soğuğunda kalkıp, giyinip, dışarı çıkmak bile kolay iş değilken kilometrelerce koşmak, yürümek, inanılmaz…Bu tarz özentiler insanı biraz kıpırdatıyor, ara ara aklımıza geliyor göl çevresi yürüyüş, gidiyoruz, mümkün olduğunca erken saatlerde.
 
Eymir gezi doğa fotoğraf bahar

Erken diyorum çünkü biliyoruz ki haftasonları öğleden sonra çok kalabalık oluyor burası. Ama bu son gittiğimizde bunu bilmemize rağmen şaşırdık. Zira Eymir’in toz toprak yolları çift şerit birbirine değerek yürünebilen, aralardan bisikletlerin korna çala çala geçtikleri, çocuğunuzun elini bırakamadığınız (bisikletleri kestiremiyorsunuz, sağdan soldan tempolarını düşürmemek için manevralı ve hızlı gidiyorlar), aman bir kaza olmasın diye gerilip, önünüze bakmaktan göle, ota, çiçeğe bakamadığınız bir kıvama gelmiş. Eymir yavaş yavaş yürüyen yayaların mı, koşucuların mı, bisikletlilerin mi, arabaların mı önceliği olan bölge, hangisi nereden gidecek ve birbirlerine geçmeyecekler, geçiş üstünlüğü kimde sorularına cevap aramalı bence. Şerit felan çizmek gerekiyorsa yapılsın hatta.
 
Eymir gezi doğa fotoğraf bahar
 
Eymir gezi doğa fotoğraf bahar
 
Kim ne fotoğraf çekebiliyor o ortamda Eymir’de bilmiyorum, fotoğraf için üşenmeyip taşınıyor çünkü o koca dana makineler, bence haftasonu hiç almayın yanınıza makine, ya da bu akını belgelemek için alın makineleri, Ankara’nın doğal yeşil alan sorunsalı, şehirlinin doğal alan ihtiyacı gibi bir başlık altında :) Şehirlinin acınacak, içler acısı hali de olabilir, bilemiyorum. Bu haftasonları dışarıda uzun/geç kahvaltı etme konusu da absürd bir boyuta ulaştı mesela, acı mı zevk mi olduğu tartışmalı, eksiler artıları götürüyor halde şu anda.
 
Eymir gezi doğa fotoğraf bahar
 
Eymir gezi doğa fotoğraf bahar
 
Eleştireceğine sen kendine bak diyenler olabilir, haklılar, haklılar da bu söylem de sorunu çözmeye yaramıyor işte. Basit de olsa, pasif de olsa birşey yapmak hiçbirşeyden iyi. Her tür yargı ve etiketleme bizi hep alıkoyuyor harekete geçmekten, oyalıyor. Bazen gerçekten de başka birinden duyunca anlıyoruz derinlerde yatan adı konmamış rahatsızlığın ne olduğunu. Bu sebeple fikir bildirip duracağız kafamızın bastığı kadar.
 
Eymir gezi doğa fotoğraf bahar
 
Bu şehirde doğup, büyümüş, kendi hayatını bu şehirde kurmuş biri olarak, ve hala da bu şehirde yaşarken, bu şehrin daha iyi bir yer olmasını diliyorum tüm kalbimle. Her tür başkana, yönetime rağmen. Eymir güzel bir örnek çünkü nispeten eğitim seviyesi daha yüksek (!) insanların tercih ettiği bir yer. Burada böyle oluyorsa başka yerde Allah bilir ne olur diye düşünülebilir kolayca.

Kardeşçe, saygılı yaşamak dururken birbirimizi itekleyerek yaşamak ne kötü. En sempatik mesire yerinde bile birbirine bağıran çağıran insanlar olmak ne kötü. Bencillik ne kötü. İyiler gelsin artık.
 
IMG_5748
 
IMG_5749
 
dipten gelen not: Fotoğraflar bahsettiğim tarzda bir günde Eymir’de çekildi. İnsan kalabalıklarına niyetlenerek yanıma aldığım geniş açı 35mm lens ile, kalabalıktan bunalıma girip, insandan kaçmak sureti ile makro fotolar çekmek zorunda kaldım :) Denemeyin, lensi yapıştırmanız gerekiyor neredeyse çiçeğe böceğe :)

Sevgiyle, saygıyla…


|


Yorum eklemek ister misiniz?

E-posta adresiniz yayımlanmayacaktır.