Yozgat Çamlığı Dünü ve Bugünü
Yozgat Anadolu’nun merkezinde, tarihte önemli rol oynamış, birçok kavmin iz bıraktığı bir ilimizdir. Çocukluğumuzun geçtiği yıllarda anılarımızın halen yaşadığı, 1960’lı yıllara kadar Ermeni ve Rumlarla birlikte yaşam sürdüğü, sosyal yaşantıda çamlığın önemli bir yerinin bulunduğu Bozok yaylasında kurulmuş bir ilimiz olup, ben bu yazımda özellikle Çamlıkla ilgili bildiklerimizi anlatmak istiyorum.
Kışları kayak merkezi, yazları ise piknik yeri olan Çamlık, ender çam türlerinin yetiştiği, Kumdöken ve Kaymak donduran isimli şifalı çeşmelerinin Yozgatlıya hayat verdiği ormanlık bölgenin ismidir.
Çamlık 1958 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile Türkiye’nin ilk milli parkı özelliğini taşımaktadır. Kumdöken çeşmesinin hem altındaki vadide geçmişte kartal ve akbabalar vardı. Bu hayvanlar Türkiye’de yalnız Yozgat çamlığında bulunan Kafkas çamlarının tepesinde konaklarlardı. 400-500 yıllık olduğu söylenen bu çamlar 1992 yılına kadar kartallara ev sahipliği yapmıştır.
Çamlıkla ilgili ilk fidanı Kerem’in Aslı’sı dikmiştir. Gençlik yıllarında sevdalıların buluştuğu çamlık türkülere ve şiirlere de konu olmuştur.
“Çamlığın başında tüter bir tütün
Acı görmeyenin yüreği bütün”
“Yeşil ayna takındın mı beline
Gelin kurban olam tatlı diline”
Hafta sonları çamlığa çıkmak önemli bir etkinlikti. Otomobillerin olmadığı yıllarda faytonlar, o da olmazsa çıkınını, sepetini yiyecekle dolduran yayan çıkarlardı. Kumdöken çeşmesi civarı ve beş çamlar bölgesi en çok oturulan yerlerdi. O yıllarda mutlaka ocaklar yakılır, güveç, testi kebabı en gözde yiyeceklerdi. Yemekler yenir ve hemen çaylar demlenirdi. Çam dallarına salıncaklar kurulur, neşeli şarkılar dillendirilirdi. Hiçbir zaman taşkınlık yaşanmazdı. İnsanlar birbirlerine karşı sonderece saygılı idi. Zaten tanıdık insanlardı. Akrabalık ilişkileri yaygın idi. Yozgat Sürmelisi her zaman söylenirdi.
“Dersini almış da ediyor ezber
Sürmeli gözlerin sürmeyi neyler
Bu dert beni iflah etmez del’eyler
Benim dert çekmeye dermanım mı var”
Arif Nihat Asya’nın bir şiirine de Yozgat çamlığı yansımıştır.
“Diktiği beş çamın altında
Kerem ‘Aslı gelecek’ der
Durur yorulmaz”
Yine bir şairimizin şiirinde; (Şakir Susuz)
“Çamlık’ın başını Nida biliyor
Ziya’nın atına binmiş geliyor
Elinde mızrabı yürek deliyor
Sürmeli inliyor sazın telinde”
Milli parka 90’lı yıllara kadar her tarafına girip gezmekte herhangi bir sınırlama yoktu. Daha sonraki yıllarda bazı sınırlamalar getirilmiş, fakat piknik alanları ve yeni spor alanları oluşturulmuştur. En önemli yenilik ise çamlığın sularının toplandığı bir göletin oluşturulmasıdır. Çocukluğumuzun geçtiği yıllarda özellikle bahar aylarında sağanak yağışlarla birlikte taşkınlar oluyordu. Yapılan bu baraj göleti taşkınları önlediği gibi çamlığa güzellik de katmıştır. Bu çerçevede sosyal etkinlikler için alanlar açılmış, özellikle çocuklar için oyun alanları oluşturulmuştur. Gölet çevresi bu şekilde değerlendirilmiştir.
Yine şairlerimizden Nermin Kılıçaslan bir şiirinde bu yenileşmeye yer vermiştir.
“Beş çamlara gidin çay içmeye
Barajını seyir edip geçmeye
Alıç, çörtük, armut seçmeye”
Çamlıkta Yozgat’ın meşhur testi kebabı adeta bir şölenle pişirilir ve testinin kırılması özellikle seyredilirdi. Nuri Başol’un dizelerine bakalım
“Atımızı bir gölgeye sürelim
Testi kebabından dürüm dürelim
Gezelim de güzel yerler görelim
Çamlığında ormanında yor beni”
Yozgat’ın ekonomik potansiyelinin etkin bir şekilde kullanılması ve tarımın ihmal edilmesi Yozgat’tan özellikle Ankara’ya göçü hızlandırmıştır. Şöyle ki Ankara’da Yozgatlı sayısı Çorum’dan sonra ikinci sırada olup, 500 bin kişi çıvarındadır. Yine bir şairimiz (Muttalip Erdem) adeta bizleri teselli etmektedir. Şöyle ki;
“Yozgat’tan ayrılan dizlerin döver
Geçer her taraftan yolu Yozgat’ın”
Yazımızda her şeyi anlatamadım, özellikle lisede iken sonbaharda alıç, ilkbaharda arkadaşlarla mantar topladığımız günleri de belirterek yazıma yine Muttalip Erdem şiirinden dizelerle son vermek istiyorum.
“Bir yanı nohutlu, bir yanı çamlık
Halkından beklenen daima insanlık
Çok büyük intiba yarattın bende
Hoş kokulu Çamlığı var Yozgat’ın”
Esen kalınız. …
Yorum eklemek ister misiniz?