ABD Batı Yakası Gezisi: Los Angeles-San Francisco Yolculuğu
Bu yolculuk için 5. durak diyemedim, zira durmaktan ziyade gitmekti mevzu bahis olan :) Ama 5. durağı arada bir gece konakladığımız Santa Maria olarak sayabiliriz bence :)
ABD’de Batı Yakası gezisi daha çok Los Angeles ile San Francisco arasındaki yolu görmek amacıyla yapılıyormuş. Eğer bu yolculuğu Route 1 yolu üzerinden yaparsanız da, dünyanın en manzaralı yerlerinden biri olan bu yolu görme imkanı buluyorsunuz. Bizim için, bu yol üzerinden yaptığımız yolculuk, gezimizin en unutulmaz bölümlerinden biri oldu.
Daha Batı Yakası gezimizi planlarken anlamıştık bu yolculuğu kesinlikle araba ile yapmamız gerektiğini. Uzun uzun araştırmıştık, yol üzerinde neler var, hangi noktalarda en güzel manzaraları görebiliriz diye. Araştırmalarımız sonucunda bir süre yıldızımız oldu harita üzerinde, görmemiz gereken. Aslında çok daha fazla nokta var bu yol üzerinde, ama bu yolda geçireceğimiz zaman kısıtlı olduğu için bir ön elemeye tabi tuttuk bu yerleri biz.
Los Angeles ile San Francisco arasını karayolu ile gitmek istediğiniz zaman, seyahate ister San Francisco’dan başlayın isterse Los Angeles’tan, bahsettiğim bu en manzaralı Route 1 yolu navigasyonda önerilen yollar arasında çıkmıyor. Çok daha hızlı akan, çok şeritli ve km bakımından daha kısa alternatifleri yanında bu yolun önerilmemesini az buçuk anlayabiliyoruz :) Zira burası çoğu zaman gidiş-geliş topu topu iki şeritten oluşan, okyanusa paralel ve bol virajlı bir yol. Araba kullanmak, kullanan için gerçekten çok yorucu. Manzaraları izleyememek de cabası.
Ben Route 1 diyorum, diğer kaynaklarda da genellikle genel adıyla Route 1 deniyor aradaki bu yola. Ama bu rota boyunca Route 1, zaman zaman 101 numaralı yol ile birleşiyor. Bu kafanızı karıştırmasın. Sizin tek yapmanız gereken ısrarla denize en yakın yolu tercih etmek, adı önemli değil.
Route 1 üzerinden Los Angeles-San Francisco arası yol, molasız 9 saate yakın sürüyor. Ama haritada görülen yıldızların her birinde durup, en azından bir 10-15 dk fotoğraf molası verileceği düşünülürse, bu yol üzerinde 1 ya da 2 gün konaklamak daha makul oluyor. Güzergahtaki en güzel yerler olan Santa Barbara, Cambria ya da Carmel’in en az birinde konaklamak bu geziyi çok daha rahat ve huzurlu hale getirebilir.
Biz bu iki büyük şehir arasında orta nokta olan Santa Maria’da bir gece konakladık. Gezerken bizi epey rahatlattı. Ama bahsettiğim diğer yerleri de görünce, keşke buraların birinde bir gece daha kalsaymışız dedik. 2 gece yatmalı bir Los Angeles-San Francisco yolculuğu tadından yenmezmiş! :)
Los Angeles-San Francisco istikametinde durduğumuz yerleri sırasıyla yazacağım, okuyanlara da kolaylık olsun :) San Francisco’dan başlayanlar listeyi tam tersinden okuyabilirler.
1. İlk durak Malibu adındaki şirin sahil kasabasının girişinde bulunan Moonshadows Malibu. Biz erken saatte geçtiğimiz için mekan henüz açılmamıştı, o yüzden giremedik ama dışarıdan çok güzel görünüyordu. Bize de bir arkadaşımız tavsiye etmişti bu denize sıfır restoranı. Burada gündüz de, gece de ayrı güzelmiş.
2. Gezimizin araştırma ayağında kaydetmişim haritaya bu ikinci durağı, sonra nesi ile meşhur olduğunu hatırlayamadık ama yine de durduk Malibu Lumber Yard adlı yerde. Meğer küçük ahşap evlerden oluşan bir alışveriş merkeziymiş. Eğer alışveriş yapmayı hedeflemiyorsanız, bence durmasanız da olur.
3. Sonraki durağımız Zuma Beach. Arabayı hemen plajın yanına park edebiliyorsunuz. Bu gezide görmeye alıştığımız, bir süre sonra çok fazla plaj görmekten babamızın plajı gibi hissetmeye başladığımız enfes plajlardan.
4. Şimdi haritadan bakınca garip geldi, yola çıktıktan sonra çok vakit de geçmemiş aslında ama buraya vardığımızda çoktan acıkmıştık bile! Neptune’s Net Restaurant civardaki en meşhur deniz ürünü restoranı. Salaş bir ortam, bahçesindeki masalara oturduğunuzda okyanusta sörf yapanları izleyerek yiyorsunuz yemeğinizi. Harika bir yerdi diyebilirim. Biz iki kişiye fazla fazla yeten Neptune’s Sampler yedik. Kızarmış deniz ürünleri baya lezzetliydi.
5. Karnımızı tıka basa doldurup yola tekrar koyulunca, hemen yakınlardaki yol çalışması sebebiyle Route 1 yolunun belli bir bölümünün kapatıldığını öğrendik. Bu yoldan devam edemeyeceğimiz için de rotayı biraz değiştirmek zorunda kaldık. Geldiğimiz istikamete doğru bir süre geri dönüp sonra 23 numaralı yoldan Thousand Oaks‘a doğru yola koyulduk. Geçici bir süreliğine de olsa okyanustan biraz uzaklaştık ama tesadüfen de olsa çok güzel manzaralar gördük.
6. Normade yolumuz üzerinde olmadığı için uğramayacaktık ama öngörmediğimiz rota değişikliğinden sonra durmaya karar verdik Camarillo Premium Outlets‘te. Dev gibi bir alışveriş merkezi. Tahmin etmediğim kadar da kalabalıktı. Yolunuz düşerse uğranabilir.
7. Bu yakınlardaki Oxnard denilen bölge, İngilizcede “berry” olarak geçen, çilekgiller türünden meyvelerin üretildiği bir yermiş. Özellikle de çileği epey meşhurmuş, her sene çilek festivalleri falan yapılıyormuş. Güzel olan şey ise, buradaki dev bahçelere, kendi meyvenizi kendiniz toplayıp satın almak üzere girebiliyormuşsunuz. Tam hayalimdeki şey! Zaten meyve toplamayı çok severim, bir de üstüne Aralık ayında çilek toplamak, rüya gibi diye düşünürken sezonun tam da yeni kapanmış olduğunu anladık. Arada tek tük halâ meyvesi olan birkaç tarlanın önünde durup bakındıysak da, buralarda konuşabileceğimiz bir insan oğluna rastlayamadık.
8. Sonraki hedef, Santa Barbara adındaki son derece tatlı şehir. Merkezindeki State Street boyunca butik mağazalar, nezih restoranlar var. Bu caddenin ortasından vintage trolleyler geçiyor. Ağaçlar California genelinde olduğu gibi, yine çok etkileyici. Birçok ünlünün de burada ve civarında evi varmış. Görünce burada yaşayanlara hak vermemek elde değil. Biz Los Angeles’tan sabah erken saatlerde çıkmamıza rağmen ancak akşam üzeri vardık Santa Barbara’ya. Bu sebeple de sahil kısmına gidemedik, ama orası da çok güzelmiş. Kalmak için ayarladığımız otel keşke Santa Barbara’da olsaymış diye geçirdik içimizden.
Ha bu arada! Burada araba park edecekler! Sokaklardaki işaretlere çok dikkat etmenizi tavsiye ederim. Trafik polisleri minik ve çok seri hareket eden araçlarla yanlış park etmiş araçlara acımadan ceza yazıyordu. Sarı ve kırmızı ile boyanmış kaldırımların yanına sakın ola ki park etmeyin!
9. Biz Santa Maria‘da kalacağımız için Santa Barbara’da çok vakit geçiremedik. Yine de Santa Maria’ya varana kadar gece olmuştu ve inanılmaz yorgunduk. (Santa Barbara-Santa Maria arasında bir ara 154 numaralı yolu kullanıyorsunuz. Burası çok hızlı akan, arabaların birbirini çok yakından takip ettiği virajlı bir yol. Hazırlıklı olmakta fayda var. Biz gece trafiğinde epey zorlandık.) Bu şehirde, Days Inn Santa Maria Otelinde kaldık. Temiz, düzgün bir oteldi, biz bir sıkıntı yaşamadık. Geç saatte varıp sabah tekrar erken saatte yollara döküleceğimiz için otele ilişkin çok da bir beklentimiz yoktu zaten.
10. Santa Maria’da görmeye değer pek bir şey yok. Sabah erken saatte San Luis Obispo‘ya doğru çıktık yola. Mutlaka görmeniz gereken yerler listelerinden öğrendiğim bir yerdi ama bence California eyaletinde görülebilecek bir çok yerleşim yerinden fazla bir farkı yoktu. Bu eyalette gördüğümüz çoğu yer zaten çok güzel olduğu için, burası ekstra güzellikte gelmedi bize. Arabayla şöyle bir turladık, sonra tekrar yola koyulduk.
11. Buradan kısa bir yolculukla gidilen Morro Bay‘i (Morro Koyu) ben çok beğendim. Bizim gittiğimiz gün 15-20 tane klasik araba sahibi arabalarını sergiliyordu burada. Bir grup meraklısı da arabaların motoruna, bagajına, iç dizaynına falan bakıyordu. Biz de karıştık araya hemen! Ben hiç bu kadar bakımlı ve güzel klasik araba görmemiştim, o kadar muhteşemlerdi ki!
Bir de bu koya gelir gelmez dikkati üzerine toplayan Morro Rock var ki, arabayla bu küçük tepeciğin çok yakınına kadar gidip, buralarda vakit geçirmek de çok keyifli oldu.
12. Morro Bay’den çıktıktan sonra San Francisco istikametinde devam ediyoruz. Karşımıza çıkan bir diğer yerleşim yeri Cayucos. Arabayla dolaştık burayı da, güzel bir yerdi.
13. Bir sonraki durağımız Cambria, ormanın içinde, tertemiz ve çok nezih. Tatlı bir müzesi ve el yapımı ürünler satan dükkanları vardı şehrin içindeki ana caddesinde. Burayı görür görmez, yahu Santa Barbara’da kalmamışız bari burada bir gece kalsaydık ya diyorum! Ama planlamanın ne kadar zor olduğunu bildiğim için fazla da mızmızlanmıyorum. Hızlıca geziyoruz burayı da. Şehrin çıkışında birkaç leşçil kuş gördük, arabadan fotoğraflarını çekerken bile korktum, öyle söyliyim.
14. Cambria’dan yola çıktıktan bir müddet sonra Hearst Castle için sağa doğru bir yol ayrılıyor. Sanırım bu ayrımdan sonra yukarıya doğru 8-10 kmlik bir yol gidiyorsunuz. Fotoğrafları çok güzel görünen bu malikaneyi gezmek için önceden tur satın alınması gerektiğini okumuştum. Eğer bu bölgede fazladan vaktiniz varsa bence muhakkak görün, bilet konusunu da önceden araştırın derim. Bu ayrımı vakit azlığı sebebiyle atladık biz. İnternetten bulduğum bir fotoğraf şöyle:
15. San Diego’da kralını gördük fok balıklarının diye düşünerek emin olamadık, Elephant Seal Vista Point‘e gitsek mi gitmesek mi diye düşündük baya. Sonra fark ettik ki, burası zaten yol kenarıymış. Park yeri bulmak biraz zor gibi görünse de, sabrın sonundaki selamet için bekledik bir müddet. Arabayı park ettikten sonra 10-15 dk civarı buradaki deniz fillerini ve fokları izledik. San Diego’dakiler gibi tatlı tatlı yatıyorlardı bunlar da, güneşin altında.
16. Bu noktadan sonra yollar biraz zorlaşıyor, virajlar, eğimler artıyor. Biz uzunca bir süre durmadan devam ettik. Ta ki McWay Falls‘a gelene kadar. Bu küçük şelalenin ilginç yönü, yüksek kayalar üzerinden sahile dökülüyor olması. Küçük bir mola verdik burada. Daha detaylı gezmek isterseniz şelalenin yanına kadar inebilirsiniz.
17. Biraz ilerde Nepenthe adlı bir mekan var, manzarasının epey güzel olduğunu duymuştum. Biz o bölgede çekmeyen internet ve gps’in kurbanı olduk. Farkında olmadan kaçırmışız burayı.
18. Buralar aynı zamanda Big Sur denilen bölgeye tekabül ediyor. Arabalar için ara ara gözlem noktaları var, park edip fotoğraf çekebiliyorsunuz sık sık. Biraz daha devam edince ileride, Point Sur Lighthouse var. Deniz feneri sevenler burada da bir mola verebilir.
19. Benim bu yol boyunca manzarasını en çok beğendiğim yer ise yine bu Big Sur bölgesindeki Bixby Bridge. Bu köprüyü geçtikten hemen sonra durup manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz. Gerçekten muazzam.
20. Sonlara doğru yaklaşıyoruz. Bir sonraki ve en muhteşem durak ise Carmel. Tam anlamıyla rüya gibi bir şehir. Şehir merkezindeki Ocean Avenue son derece klas bir yol. Biz arabayı merkeze park edip, yürüyerek dolaştık bu caddede. O esnada önünde Fine Art Turkish Gallery yazan tatlı mı tatlı bir dükkan gördük. Hemen daldık tabi içeri. Dükkanın sahibi Reha Bey çok iyi, hoşsohbet birisi. Sağ olsun merakla sorduğumuz sorulara çok içten cevaplar verdi. Yolu buraya düşenler en azından bir merhaba demek için bile uğrayabilir :)
Ocean Avenue’den dümdüz okyanusa doğru inince, yolun bittiği yerden sola doğru, meşhur Scenic Road’a dönüyorsunuz. Ben daha önce böyle muhteşem bir yer görmemiştim. Sağda nefis bir plaj, solda masallardan fırlamış güzellikteki villalar, bir de enfes ağaçlar var tepenizde.. Allah! O heyecanla mı nedir, şimdi bakınca anladım neredeyse hiç fotoğraf çekememişim burada. Carmel yakınlarında göz göze geldiğim bir geyik var, hiç unutamadığım, onu çekmişim ama ihmal etmemişim iyi ki.
Burayı görünce, yine pişmanlık duydum, neden Carmel’de kalmıyoruz ki diye. Bilsem kesinlikle burada bir gece yatmak isterdim. Yolumuz yine düşerse, o vakit yatarız artık :)
Bir de burada, eğer bir gün çok zengin olursam dedim, malzeme, mimar, usta, artık bir ev için ne gerekiyorsa hepsini Carmel’den getirtirim diye düşündüm. Buraya da not düşeyim de, gelecekte döner bakarım inşallah bir gün :)
21. Bir sonraki hedefimiz 17 Mile Drive. Ocean Avenue’nun bittiği yerden sola dönmüştük ya, oradan sola değil de sağa dönsek bu 17 millik yolun girişine geliyormuşuz hemen. Döndük dolaştık tekrar bulduk aynı yeri ve 10 dolar karşılığında kullanılan bu yola girdik hemen. Biz hava kararıyor diye acele ettiğimizden bir miktar kaybolduk bu yolda ama kapıda verilen harita aslında gayet net :) Pebble Beach’ten Pacific Grove’a uzanan yol, bu gezide olan her yer gibi dünyanın en manzaralı yerlerinden. Pebble Beach, golf sporunda dunyanın önde gelen yerlerindenmiş. Pacific Grove ise yine bol manzaralı bir bölge. Pacific Grove’da yer alan Monterey Bay Aquarium‘u görmeyi çok istemiştim. Hava karardığı için biz gidemedik, siz gidin :)
22. Son olarak karnımız çok acıktığı için Monterey şehir merkezinde ilk bulduğumuz yerde yemek yedik, sonrasında biraz dolaştık ama bu sırada hava da karardı yavaş yavaş.
Dolayısıyla biz de sonraki duraklarımız olan Santa Cruz, San Jose, Pigeon Point Lighthouse ve Half Moon Bay‘i göremedik. Ama 2 gün boyunca o kadar çok güzel şehir ve manzara gördük ki, gördüklerimiz bize yetti de arttı bile. Bir süre sonra o kadar güzel yerler insana sıradan gelmeye baslayınca zaten anlıyorsunuz normalin üzerinde bir tempoyla gezdiğinizi. O yüzden çok da üzülmedik buraları göremediğimize.
Haritalar, virajli yollar ve güzel manzaralarla, dolu dolu geçen 2 günlük yol maceramızdan sonra San Francisco’daki otelimize zor attık kendimizi. O gün nasıl uyumuşum bir ben bilirim :)
California eyaletindeki yorucu yolculuğumuz, dilimize dolanan bir şarkıyla eğlenceli hale geldi. Siz de dinleyin, bu versiyonunun muptelası olun! Evsizleriyle meşhur California şerefine gelsin o zaman,
“Californ-ya-ya, super cool to the homeless!”
San Francisco maceramız çok yakında!
Tam aradığım gibi bir yazı olmuş, elinize sağlık :) :)
Çok teşekkürler, umarım faydalı olmuştur :)
Sağolun arkadaşlar notlarınız çok işimize yaradı.Elinize sağlık :)
Şimdi oralardan çok uzaklarda, Ankara’da, bunu duymak çok güzel :)
Yaziniz oldukca aydinlatici olmus tesekkurler. Mayis sonlarinda san francisco dan los angelese bu yoldan araba ile gitmeyi dusunuorum, sizin gibi sadece 1 gece konaklayacak vaktim var nereyi onerirsiniz acaba?
Merhaba! :) Aslında bu neye öncelik verdiğinizle ilgili tamamen. Biz fiyat olarak uygun olması sebebiyle Santa Maria’da konaklamıştık. Önceliğiniz buysa Santa Maria’yı tavsiye ederim. Ama zaten bir gece konaklayacağım, şık bir yer olsun, akşam otele giriş yaptıktan sonra bir yerlerde otururum, vakit geçiririm, dolaşırım diyorsanız, Santa Barbara ya da Carmel olabilir. Yolun tam ortası olsun derseniz – her ne kadar ben pek sevmesem de – San Louis Obispo da olabilir. Batı Yakasıyla ilgili yazdığım diğer yazıları görmediyseniz, şuradan (http://cekimetkisi.com/zamananotlar/author/bilge/) yazı dizisinin devamını görebilirsiniz. Sevgiler.
Gercekten super bir anlatim olmus. Bu anlatiklariniza bakarak kimseye bisey sorma ihtiyaci duymayacagimi hissettim tebrik ve tesekkuru fazlasiyla hakesiyor elinize saglik.
Yazılarımın başkalarının da işine yaradığını görmek çok güzel! Bizim için de gezin! Sevgiler :)
Gerçekten tam aradığım bir yazı olmuş. Çok teşekkürler; ayaklarınıza sağlık ;)
los Angeles – san Francisco çok güzel yerler.
http://furkanserper.blogspot.com.tr/
Merhaba, sizin için mahsuru yoksa ne kadar bir bütçe ayırdınız? Bende eşimle plan yapıyoruz da batı takası için
Merhabalar, bize her sey dahil yaklasik $5000’a mal oldu ama o zamanlar New York’ta yasadigimiz icin ucak biletleri cok tutmadi oyle bir durum var. Bir de dolar kuru simdi oldugu kadar yuksek degildi tabi. Sevgiler..
Ne gezmişsin bee
Kas antalya arasi daha guzel
Müthiş detay var bizde perşembe gidiyoruz o yola :)