|

Akçay / Edremit / Balıkesir

Buraya yazınca kendimi işe yarar birşey yapmış gibi hissediyorum. Geleceğe kalıyor gibi geliyor ya ondan herhalde, sosyal medya paylaşımları gibi uçup gitmiyor, yeri yurdu belli, arayınca ulaşılıyor falan. Aslında kim okur ki diye düşündüğüm çok oluyor, hergün de şaşırıyorum ciddi bir ulaşan ve okuyan kitlesini istatistiklerde görünce. Sonuçta ayrı bir domain adı bile olmadı bugüne kadar, ana sayfadan görünen bir bağlantı yok, tam linki bilmeniz lazım ki ulaşabilin. Diyorum farklı bir içerik var ki arayan buluyor, okuyor bir şekilde, seviniyorum.

 

Akçay Edremit gezi yazısı izlenim fotoğraf
 
Akçay’day bahsedeceğim bugün, tüm çocukluk tatillerini geçirdiğim, çivi gibi denizinde sabahtan akşama her tür denizyatağı, palet, top vs ile oynadığım, güneşte tatlı tatlı yanıp brozlaşıp, akşamları kordonunda yürüyüp dondurma yediğim sempatik yazlıkçı mahallesinden. Benim için sempatik olarak kaldı anılarımda. Neredeyse 15 yıldır uzun uzun, yaz tatili amaçlı gitmedim eski Akçay’a, çünkü yaşanan yozlaşmayı tahmin bile edemezsiniz. Üstüste binmiş beton evler, avm ler, üstüste deniz kenarları, üstüste satıcıdan geçilmeyen, herkesin birbirini ittirdiği akşam yürüyüş alanları. Kaçın. Kesinlikle gelmeyin. Net. Ama ilkbaharın başlarında gelin, ama sonbaharda gelin. Kalabalıklardan önce ya da sonra gelin. 40 yaşım itibariyle tavsiyem budur :)

Fotoğrafları Akçay’ın meşhur kordon boyu ile Güre Mahallesi arasında çektim. Bir de ters yönde bir yapılaşma var Zeytinli’ye doğru, kısmetse orayı da başka bir baharda yürüyeyim, anlatayım.

Hiç tahmin etmezdim, son derece çorak duruyordu yazın ama nisan ayında yeşil inanılmaz buralarda, göreceksiniz fotoğraflarda, ağaçların tazecik filiz yeşili, denizin solgun mavisi, bulutlu gökyüzünün grilerinin arasından ışıldayan mavisi, rengarenk çiçekler falan başka bir yer sanki.
 
Akçay Edremit gezi yazısı izlenim fotoğraf
 
Eğer öğlen vakti dışarıdaysanız havanın kapalı, bulutlu olduğu günler fotoğraf için ideal, ışık gayet homojen ve yumuşak oluyor, gölge olmuyor. Hava kötü deyip fotoğraf çekmekten korkmayın böyle günlerde. Benim günüm de böyle bir gündü, bol bulutlu, hatta ara ara yağmurlu. Akçay kordonda biraz takıldık, eskinin deniz kenarı çay bahçeleri hep bildik pastanelerin şubeleriyle dolmuş, birinde oturduk. Mevsim itibari ile kalabalık değil ama boş da değildi, sahil bankları hep doluydu mesela, emekli amcalar, teyzeler çoğunluk görünüyordu. Emeklilik hayali deniz kenarında sahil kasabasında yaşamak olan bizler için minik bir prova olabilir buraya bu mevsimde gelmek, kalmak. Bana sorsanız emeklilik beklemek gibi bir niyet de yok ya içimde, neyse bu ayrı konu :)
 
Akçay Edremit gezi yazısı izlenim fotoğraf
 
Akçay Edremit gezi yazısı izlenim fotoğraf
 
Akçay Edremit gezi yazısı izlenim fotoğraf
 
Meşhur Sarıkız heykeli, görebilirseniz, seçebilirseniz tabi tabelaların yazıların arasından zavallıyı.
 
232A2299
 
Benimle elimde fotoğraf makinesi varken yürüyüş yapmak demek, önden tek başınıza yürümek demek, bir de bir sürü arkadan fotoğrafınızın olması demek. Bu sefer kurban annem :) Yürüyoruz Güre’ye doğru denizi takip ederek, kısa bir mesafe değil aslında ama kalabalık olmayınca öyle keyifli ki, sağınızda bomboş evler, solunuzda deniz.
 
Akçay Edremit gezi yazısı izlenim fotoğraf
 
Akçay Edremit gezi yazısı izlenim fotoğraf
 
Böyle denize sıfır bir ev düşünüyorum, nasıl olduğu önemli değil, eski olabilir, bakımsız olabilir, aydınlık olsun, bir de penceresinden deniz görsün, oturduğum yere dalgaların sesi gelsin hava bozduğunda. Böyle bir hayal, alayım notumu bir kenara. İlerde uzun uzun bir şeyler yazmak istersem böyle bir yerde yazayım.
 
Akçay Edremit gezi yazısı izlenim fotoğraf
 
Yine körfez in yavaş çekim kedileri, çok yavaş geçti önümden, o kadar ki net çekmeyi başarmışım bir anda farkedince bile.
 
Akçay Edremit gezi yazısı izlenim fotoğraf
 
Akçay Edremit gezi yazısı izlenim fotoğraf
 
232A2352
 
232A2366
 
O kayıkların, üstüste istiflenmiş kanoların bir güzelliği var, bakmayı seviyorum. Neden demeyin, belki çocukluktan kalma psikoloji, yazın yaklaştığını hissettiriyor, biraz da hüzünlü tabi. Hüzün seven, melankolik yanım, ayrıl canım, ayrıl :) Murakami’nin Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu diye bir romanı var, nefis bir kitap, orada kahramanın gölgesi ile ayrılması bölümü var, onu hatırladım :)
 
232A2370
 
232A2373
 
232A2384
 
Bu manzaralar bana çok güzel geliyor, bilmiyorum ama yağmurun yıkadığı taş yollarda yürümek, tertemiz hava eşliğinde gri denize bakmak, güneşin saklandığı farklı mavilikte bulutların arasından arada bir ışıldayıp, saklanması, değişmem sanki ışıl ışıl deniz manzaralarına.
 
232A2394
 
232A2409
 
232A2412
 
232A2415
 
232A2447
 
232A2449
 
232A2458
 
Fotoğrafa boğdum biraz sayfayı ama yazacak şeyim gerçekten az, anlatmak istediğim doğanın estetik uyumu aslında, kıştan çıkmış yeni yeni kendine gelen, uyanan doğanın verdiği huzur bir de. Tavsiye edilir. Gidecekseniz bu mevsimde gidin, meraklısı olduğunuz gurme turizmi ise yiyecek içecek mekanlar hep açık, hem de her yer daha özenli ve temiz, aradığınız doğa, tarih ve temiz hava ise (buraların temiz havası malum Kazdağlarından dolayı meşhur) zaten tam zamanı, ama aradığınız mekansal eğlence ise zaten bence yazın da gelmeyin :)

 

232A2331x
 

Sevgiyle,


|


Yorumlar(4)

  1. Bülent
    Reply

    Fotoğraflar çok güzel, yazı ise akıcı ve ferahlık verici. İkisinin bir aradaki etkisi ise bu karlı Ankara gününde bol tarçınlı salep gibi..insanın içini ısıtıyor.

    • Burçay Erçetin
      Reply

      Bülent çok teşekkür ediyorum, ve ayrıca da günlüğe senin katkılarını merakla bekliyoruz, sevgiler…

  2. Ali iyibil
    Reply

    Çok güzel olmuş,eline sağlık.Teşekkürler.

  3. Suat
    Reply

    Eski Akçay fotoğrafları ararken tesadüfen okudum yazınızı, neden eski fotoğraf arıyordunuz diye soracak olursanız, tamda ikinci paragrafta bahsettiğiniz çocukluk anılarımı düşünürken birden aklıma geldi. Sanırım aynı yaşlardayız, cennetten bir yerdi bizim için Akçay ve Zeytinli Köyü çocukluğumuzda. Şimdilerde Kazdağlarına uzanan yapılaşmayı, Akçaydaki kirliliği ve yozlaşmayı gördükçe içim acıyor. Oluk oluk su akardı Zeytinli’den Akçay’a, suyu kuruttular suyu. Neyseki son zamanlarını yaşadığım için kendimide şanslı hissetmiyor değilim. Ben hala her sene 1 haftada olsa gelirim ama asla Kordona inmem, Akçay’da denize girmem, Akçay’dan Asos’a giderim hergün. Şimdilerdede Asos’un son zamanları yaşanıyor, betonlaşma, rant ve yağma çoktan başladı…

E-posta adresiniz yayımlanmayacaktır.