|

Corona günleri

Normalde komik youtube videolarını çok izleyemem, sıkılırım, şu son 3 gündür izliyorum içimden gelerek. Bünye (beyin) ihtiyaçları için yönlendiriyor sanki insanı, gülmen lazım biraz, bırak kendini, hadi bakalım diyor.

14 gün oldu kendimizi ciddi karantinaya alalı, ondan öncesinde de sosyal bir temasım yoktu, çekimleri bırakmıştım, okul tatil olmuştu ama bu 14 gün farklı. Hijyenin ön safhada olduğu, azami dikkatli geçirdiğimiz, zorunlu market işi hariç dışarıya çıkmadığımız 14.gün bugün. Ekin Amerika’dan geleli de 11 gün oluyor. Onda da saymamız gereken sayı 14. Büyük konuşmaya çok korkuyorum. Ülkede salgın ivmeli şekilde yayılıyor, şu anda yurtdışı bağlantılı karantina olayı da önemini yitirdi artık, neredeyse içerdeki virüs yurtdışındakinden fazla. Eşikler aşıldı, bundan sonrası kendini yalıtabildiğin kadar yalıtmakta, hijyen işlerine maximum dikkat etmekte, sağlıklı ve güçlü kalmaya çalışmakta. Görebildiğimiz alınan tedbirler yetersiz, net ve kesin değil, şeffaflık yok, şu anki tablo da önlem almakta çok gecikildiğinin ispatı malesef. Her gece rakam bekliyoruz kuzu kuzu, distopik bir filmin içinde gibiyiz. 20 gün önce hiçbirşey yokken harıl harıl akarken hayat bir anda pause tuşuna basılmış gibi durdu herşey. Dondu kaldı. Garip bir yerden devam ediyoruz hayata, evin kapısından çıkmaya korkarak, kendimizi, sevdiklerimizi, mecbur dışarıda çalışmak zorunda olanları, sağlıkçıları düşünerek. Ben lisede hep doktor olmak isterdim, son sene dershanede rehber öğretmen sen tıp fakültelerinden daha çok puanı alırsın sınavda, gel mühendislik yazalım deyince kendimi bilgisayar mühendisi olarak bulmuştum. Bugüne kadar niye doktor olmadım diye hiç hayıflanmamışken ilk defa bu zamanda doktor olmak istedim. İnsanlık için fark yaratacak bir şey yapma fırsatıydı işte, belki konumda çok iyi olup akışı etkileyecek bir faydam olacaktı, belki olmayacaktı ama savaştım diyecektim. Şimdi elimizden dışarıya çıkmamaktan başka birşey gelmiyor.

İnsan beyni hayatta kalmaya programlanmış, adapte oluyor yeni düzene, huy su alışkanlık değişiveriyor, ilginç birşey. Fiziksel olarak uyumu sağlatıyor bize ama mental olarak adaptasyon daha geriden geliyor bence, henüz ne olduğunu yeni anlıyoruz, neden dedik önce neden bu zamanı buldu bizi buldu bu acayip dönem. Bir süre sonra kabullendik durumu, şimdi ne zaman nasıl son bulacak bu durum diye düşünüyoruz, belirsizlik endişe veriyor. İster istemez sonrasında ne olacak diye düşünüyoruz. Neyse işe güce konsantre olarak devam edelim biz hayatımıza, yok sıkılmak yok sosyalleşememek bunlar fazlasıyla lüks…Bir kez daha anladık ki herşeyin başı sağlık, hayatta en hakiki mürşit ilim, fen.


|


Yorumlar(1)

E-posta adresiniz yayımlanmayacaktır.