|

Barabar Barabar Gidelim

Yıl 1973 beş kişilik ekip olarak Bingöl ilinde görevlendirilmiştik. 1971 yılında ilde büyük bir deprem olmuştu. İl yeni yeni toparlanıyordu. Depremin etkileri hemen hissediliyordu. Defterdarlık binasında görev yapıyorduk. Bina baraka bir yapı idi. Vergi Dairesi de aynı yerde hizmet veriyordu. Bu şartlarda inceleme yapmamız çok garip olurdu. Onun için programımızı teftiş olarak belirlemiştik. Bu programı uygulamaya başladık.

            Peki, bu “Barabar Barabar Gidelim” nereden icap etti onu belirteyim. Bulunduğumuz binanın karşısında bir plakçı dükkânı vardı. O yıllarda, “Barabar Barabar Gidelim, Ölek Ölek Barabar” isimli bir türküyü her gün en az 10-15 kez dinliyorduk. Onun için 46 yıl geçmesine rağmen hafızamıza yer etmişti. Binamız baraka olduğu için net olarak ses geliyordu. 1973 yılında çok popüler olmuş bir türkü idi. Dinlemekten rahatsız olmuyorduk herhalde.

            Meslek yaşantımda daha sonraki yıllarda vergi dairesinin bütün servislerinin son iki yıllık tüm işlemlerinin teftiş edildiğini hatırlıyorum. Bingöl Vergi Dairesinin tüm işlemlerinin teftişi ile ilgili tam 12 adet Teftiş Raporu düzenlemiştik. Bu arada Motorlu Araçlar Vergisi ve Taşıt Alım Vergisi servislerini de teftiş etmiştik. Teftiş sırasında enteresan bir durumla karşılaştık. Şehir trafiğindeki çok sayıda aracın plakası olmadan trafikte olduğunu ve aracı satan firmaların araçları aylar, hatta yıllar önce sattıklarını tespit ettik.

            Bu durumda araç satın alan şahısların Motorlu Taşıt ve Taşıt Alım Vergilerini ödemedikleri anlaşılıyordu. Hemen Emniyet Müdürlüğüne bir yazı yazarak yasal olmayan bir duruma son verilmesini talep ettik. Emniyet hemen harekete geçerek bu araçları parka çekmişti. Parka çekilen araçların içinde ilde hatırı sayılır kişilerin araçlarının da olduğu yanımıza gelen ve hemen işlem yapan kişilerden anlamıştık. Özellikle siyasi kişiler öncelikle tedirgin olmuşlardı. Neticede bir hafta içerisinde bütün araçlar plakalı olmuştu. Vergi Dairesi bu çalışma sonucunda önemli bir vergi tahsilatı yapmıştı.

            Bu tespit bile denetimin ve teftişin önemini göstermesi bakımından küçük bir örnek olmaktadır. Bingöl insanı ekibimizde çok olumlu iz bırakmıştır. O yıllarda Devlet’e olan saygı azami derecede idi. Bizlere yaklaşımları bu bakımdan çok olumlu olarak hafızalarımızda yer almıştır.

            Bizim görev yaptığımız yıl ilde Emlak Bankası müfettişleri de görev yapıyordu. Bir hafta sonu Varto’ya gidiyorlardı, bizi de davet ettiler. Ekiplerinden bir müfettişin Varto’nun bir yayla köyünde bir muhtar ile yakınlığı olduğu için o köye gittik. Köyün ismini şu anda hatırlamıyorum, ama muhtarın siyasi anlatımları bizi hayretler içinde bıraktı. Siyasi olayların, ülkede olanların ve dünya olaylarının çok yakından takip edildiği, yorumların güzelliği bizim unutamadığımız bir anı oldu.

            Ankara’da özellikle sonbahar ve kış aylarında illerin fuarları düzenlenir. Bir defasında doğu illerinin fuarına gittim. Bingöl standında çalışanlar ile sohbet etme fırsatım oldu. Bingöl girişinde Yado çeşmesinin bulunduğu tesiste kavurma yapan bir lokanta vardı, onu sordum. Halen çalıştığını öğrendim. Lokanta sadece kavurma yapıyordu. Yanında kuru soğan ve domates ile servis ediliyordu. Çok beğendiğimiz için hafta sonları yemeğe gidiyorduk. Tek eğlencemiz diyebileceğimiz bu yemek günleri ve kendi aramızda geliştirdiğimiz şakalardı. İlde sinema, tiyatro ve diğer sosyal aktivitelerin hiçbiri olmadığı gibi, TV henüz yoktu. Onun için çalışma, kitap okuma gibi etkinliklerimiz ile güzel güzel geçirdiğimiz üç ay oldu.

            Sağlık ve esenlikler dilerim.


|


Yorum eklemek ister misiniz?

E-posta adresiniz yayımlanmayacaktır.