Orlando Eğlence Parkları: Universal
Hazır New York’ta soğuklar da başlamışken, güneyde yani ekvatora yakın bir coğrafyada yer alan Florida eyaletini ziyaret etme fikri çok cazip gelmişti. Yanılmadığımızı Orlando’da yaklaşık otuz derece sıcaklıkla karşılaştığımızda anladık. Florida deyince akla ilk gelen şehirler Orlando ve Miami. Biz Orlando’da konaklayıp, günübirlik olarak Miami’yi ziyaret etmeyi tercih ettik. Orlando ile ilgili benim yazmak istediğim ise Orlando’yu Orlando yapan eğlence parkları. Neden parkları yazdığımı soracak olursanız, ne tür bilet alırsanız alın içerideki tüm faaliyetleri tüketmeniz mümkün olmayacak, o yüzden kendi tecrübelerimi aktararak vakti daha etkin kullanmanıza yardım etmek istedim.
Bu şehirde birçok “theme park” var; biz en büyük ve en çok bilinen Universal Parklarını tercih ettik. Burada birbirinden bağımsız iki ayrı park yer alıyor. İsimleri “Universal’s Islands of Adventure” ve “Universal Studios Florida”. Bu parklardan birini tercih edip girilebileceği gibi, tek bir biletle ikisine de girilebilir. Buradan giriş opsiyonlarını görmek mümkün.
Genel olarak tercih edilen iki parkı iki gün ziyaret etmeyi sağlayan opsiyon. Vergiler dahil kişi başı 187,5 dolara mal olan bu opsiyonla, iki parka homojen olarak yayılmış eğlencelerden faydalanmak mümkün oluyor, ayrıca tüm bunlar bir güne sığmayacağından, iki gün içinde sakin bir şekilde daha çok eğlenmek mümkün oluyor (Bu arada önemli bir bilgi: iki gün art arda girmek zorunda değilsiniz; ilk günden sonraki 13 gün içerisinde ikinci hakkınızı kullanabiliyorsunuz. Biz ara verdik ve bu şekilde ikinci günümüzün beklenenden daha iyi geçtiği kanaatine vardık). Evet fiyat yüksek, ama kesinlikle girmeye değer; zaten bu parklara girmeyecekseniz Orlando’ya hiç gelmeyin derim :)
Biletleri internetten alıp, girerken makinalardan çıktılarını almak size vakit kazandıracaktır. Çıktısını aldığınız bilet diğer girişlerinizi yaparken lazım olacağı için saklamanız gerekiyor. Ancak içerideki oyunlardan istifade ederken herhangi birşey göstermeniz istenmeyecek. İlk girişlerde parmak izleriniz de alınacak, bu daha sonra eşyalarınızı koyacağınız küçük kasalardan faydalanırken kullanılacak, ayrıca biletleri imzalamanız da gerekecek. Biz daha önce bu parkları ziyaret eden tanıdıklarımızın da tecrübelerini derleyerek, kendimize bir rota çizdik; iki günde yaklaşık yirmi oyuncak/gösteriden faydalandık. Oyunlara girişlerde genelde sıra beklemek gerekiyor, ne kadar bekleneceği girişlerde yazıyor ve bazen bu süreler yarım saati aşabiliyor. Ancak, bekleme alanları mantıklı bir şekilde tasarlanmış ve oldukça az sıkılıyorsunuz.
Hafta içi sıralar çok daha kısa oluyor, buna da dikkat etmek faydalı olacaktır. Şimdi iki park içinde hangi aktiviteleri yaptığımızı ve aktiviteler hakkındaki fikirlerimi yazacağım.
Universal’s Islands of Adventure
“Universal’s Islands of Adventure”dan başlayalım; yerlekşe haritasında 25 tane aktivite belirtilmiş, ancak biz seçtiğimiz 9 tanesine katılabildik. Bunlardan biri “The Incredible Hulk Coaster”, adından anlaşılacağı üzere Hulk temalı bir roller coaster, çok heyecanlı, bol dönüşlü bir alet =) Alttaki havuza doğru dalış yapıyor ve bence en güzeli ilk başta mükemmel bir ivme kazanıyor. Kesinlikle tavsiye ederim, zaten yoğun bir ilgi olduğunu göreceksiniz. Binmeden önce ilk yarım saati ücretsiz olan küçük kasalara tüm eşyalarınızı bırakmayı unutmayın. (5 yıldız)
Roller coasterin tamami tek bir kareye sigmiyor ama bir kismi soyle:
“The Amazing Adventures of Spider Man” 3 boyutlu bir aktivite, gözlüklerimizi taktık ve Örümcek Adam’ın bizi kötülerden korumasını izledik. Pek heyecanlı ve hareketli bir serüvendi. Bu arada, sadece 3 boyutlu animasyon değil, bunu izlemek için oturduğumuz koltuklar da hareketli =) Bu da olmazsa olmazlardan. (4 yıldız)
“Popeye & Bluto’s Bilge-Rat Barges” sulu eğlencelerden, yuvarlak bir kayığın kenarlarında oturmuş insanlar, sağa sola çarparak ilerliyor suda. Yukarıdan dökülen sular ve size para ödeyerek su sıkan insanlar oluyor. Yağmurluk almadıysanız, bizim gibi battal boy çöp poşetlerini delerek kendinizi korumaya çalışabilirsiniz. Yine de vücudunuzun özellikle alt kısmı sırılsıklam olacak. Bence eğlence açısından zayıf bir oyuncaktı. Islanma hakkınızı daha güzel oyuncaklarla kullanmanızı önereceğim. (2 yıldız)
“Dudley Do-Right’s Ripsaw Falls” sulu oyunlarda önereceğim ilk oyuncak, sizi tek sıra halinde bindirdikleri bir kayıkta epey bir yukarı tırmandıracaklar, arada iniş ve çıkışlar olacak ve nihayet yüksek ve dik bir yokuştan aşağıdaki sulara uçacaksınız. Söylemeye gerek yok çok ıslanacaksınız. (4 yıldız)
“Jurassic Park River Adventure” bindiklerimiz içindeki en iyi sulu oyuncaktı. Dörtlü sıralar halinde oturulan büyük kayıkla, gizemli bir nehirde seyahate başlıyor, değişik boyutlardaki dinozorların sürprizlerine maruz kalıyorsunuz. Nihayet gayet yüksek bir rampadan cumburlop =) (5 Yıldız)
“Harry Potter and the Forbidden Journey” Harry Potter serüveninin meraklıları için biçilmiş kaptan. Ben olaya vakıf olmayan biri olarak etkilendim, herhalde konuyu bilenler çok daha fazla etkilenecektir. Örümcek Adam macerası ile aynı konsept ama net bir şekilde daha etkileyicisi. Kendinizi uçuyor hissedeceksiniz ve olayın bitmemesini isteyeceksiniz. Biz sadece bu aktiviteyi iki defa yaptık diyeyim, gerisini siz anlayın. (5 yıldız)
Parkin Harry Potter bolumunden bazi fotograflar..
“Flight of the Hippogriff” aile dostu bir roller coaster, ancak sevimli bir ortamda hareket ettiği için merak edip bindik. Oldukça kısa sürdü ve benzerlerine göre nispeten az korku verici. Yine de binmeye değer. (3 yıldız)
“Dragon Challenge” iki bağımsız hatta hızla hareket eden dragon roller coasterlar hızlı ve sert hareketlere sahip. Biz günün sonuna doğru bindiğimiz için fazlaca hırpalanmış hissettik. Belki başlarda binilse daha keyifli olabilirdi. Neticede çılgınlığın hakkını veriyor demeliyim. (4 yıldız)
İki park arasındaki geçişi yürüyerek yapabileceğiniz gibi “Hogwarts Express” treniyle de yapabiliyorsunuz. Biz Hogsmeade İstasyonundan bindik trene ve soluğu King’s Cross İstasyonu’nda aldık. (Bu isimlere Harry Potter hayranları aşinadır sanırım; zaten tren yolculuğu pek de sıradan değildi, camlardan baktığınızda kendinizi serüvenin içinde hissedeceksiniz.) Bu şekilde ikinci parkımız olan “Universal Studios Florida”ya ulaşmış olduk.
Universal Studios Florida
“Transformers” 3 boyutlu bir eğlence. Tıpkı Harry Potter hayranları gibi, bu filmin hayranları da çok etkilenecek, aksiyon dolu bir koşturmaca sonucunda düşmanların nasıl uzaklaştırıldığına şahit olacaklar. Biz bu bölümde de çok eğlendik. (4 yıldız)
“Twister” aktivitesi aynı adlı filmden esinlenşlerek yapılmış. Hortum olayları bu coğrafyanın bir gerçeği, bizler de haberlerde ABD’de meydana gelen hortum vakalarını duymaya alışığız aslında. Aktivitelerin tamamının girişlerinde bekleyenlerin sıkılmaması için oluşturulan ortamlar gayet etkileyici; bu aktivite için oluşturulan “hortum sonrası enkaz” ortamı da çarpıcıydı. İçeride sunulan hortum animasyonu ise pek profesyonel değildi açıkçası. Bence yine de girmeye değer. (3 yıldız)
“Revenge of the Mummy” korku tünelini andıran bir eğlence. Beklenmedik hareketler yapan araç ve her taraftan atılan gizemli yaratıklar sizi heyecanlandıracak. Binilmesi gerekenlerden. (4 yıldız)
Parkın bu kısmında “The Knight Bus”ı görüp, şoförüyle fotoğraf çektirme şansını da değerlendirebilirsiniz.
“Knockturn Alley” Harry Potter konseptine uygun olarak tasarlanan dar sokaklar insanı bambaşka bir Dünya’ya taşıyor. Meşhur alkolsüz “butter beer” içmenizi öneririm, fazla şekerli ama bence orijinal bir lezzet. Bu sokaklarda başta Harry Potter eşyaları olmak üzere hediyelik eşya satan mağazalar da bulunuyor. Ayrıca, satışa sunulan minik asalarla beraber sunulan haritalara bakarak Harry Potter büyüleri yapmak da mümkün :) (5 yıldız)
Sokaklardan bazi manzaralar..
Ve asa satan magazalar ve sihir yapan minikler :)
“Men in Black” uzaylı saldırısı yapılıyor ve siz elinizdeki silahla aniden karşınıza çıkan düşmanları öldürüyor ve puan kazanıyorsunuz. Yanınızda bir ortaokul çocuğu yoksa uzak durulması gerekenlerden =) (1 yıldız)
“Terminator” ise filmindeki heyecanın yanından bile geçemeyen, oldukça amatör bir gösteriden ibaret. Gerçek bir vakit kaybı. (0 yıldız)
“The Simpsons Ride” malum çizgi filmi sevenler için kaçırılmaması gereken bir fırsat. 3 boyutlu gözlüğünüz takın ve simpsonslarla maceraya atılın, şirin ve keyifli bir yolculuk sizi bekliyor. (4 yıldız)
Evet, yaptıklarımızın özeti ve değerlendirmesi bunlar. Siz siz olun, gitmeden neler yapacağınızın kararını verin, yoksa devasa parklarda sağa sola koşturan, ne yapacağını bilemez tiplere dönüşür ve beklediğiniz keyfi alamazsınız.
Son Not: Parkların içerisinde yeme içme anlamında birçok opsiyon var. Özellikle Dünya’nın en büyük Hard Rock Cafe’sini görmenizi tavsiye ederim. Havada asılı duran pempe Cadillac’ı görmek hoşunuza gidecektir. Ayrıca, almak istediğiniz hediyelik eşyaları vs. gün sonuna bırakmanızda fayda var, elinizde yük olmasından hoşlanmayacaksınız.
İyi eğlenceler :)
Çağrı Alpgiray Kale
Sevgili Çağrı,yazını okurken anlattıklarını hayal etmek istedim,bu arada bizim Deniz i hatırladım.Nasıl sever ama aktiviteler ona göre değil herhalde.Eğlendiğinizden eminim,ilginç fotolar var,bizde Universal stüdyoları hakkında bilgilendik,teşekkürler.Güzel günlere devam.Sevgi ile kalın,hoşçakalın.
Teşekkür ederim Baba. Biz de çocukların o ortamı çok seveceğini düşünmüştük; en azından bizim çocukluğumuzda olsa biz çok severdik. Aslında küçük çocuklar da düşünülmüş, biz pek ilgilenmedik ama Deniz’in yaş grubuna göre de eğlenceler vardı. Keşke tüm çocuklar istifade edebilse. Saygı ve sevgiler..
Ankara’mızda da benzer güzellikler var ve daha da olacak malum belediye başkanımız sağolsun. Her ne kadar doğal gazımız altınla satılsa, yollarımız delik deşik, alt geçitlerimiz yağmurda gölet olsa da fosforlu parkımız bahçemiz on numara.
İMG pek büyük bir lunapark yapıyordu AOÇ arazisine, roller coaster baya iri duruyordu, ama binmek için kelleyi koltuğa almak gerekir; zira lunaparkın fıtratında ölüm olabilir :)
Allah muhafaza, binilir mi ya. Ben Gençlik Parkı’nda da en son sihirli aynalar seviyesinden yukarıya çıkmadım, yaşlandıkça can tatlılaşıyor :)
Yengecim Oğuzhan Abimin Türkçesi gayet iyi durumdaydı ama yazmayı sevmiyor olabilir, bir de çok sık gittikleri için sıradan geliyodur belki onlara. Aslında ben de Bilge’nin yoğun teşvikiyle yazdım =) Kocaman teşekkürler, sevgiler.
Pingback: Why not Orlando? - Zamana Notlar
Pingback: Yosemite Natural Parkına Gidelim!!!!!!!! | yaz-gi