|
stuttgard bahnhof

Deutchland – Bahnhof

Yıl 1992 Maliye Bakanlığı TASİŞ Genel Müdürlüğünde Daire Başkanı olarak görev yapıyordum. Görevle ilgili yurt içinde bazı illere gittiğimiz gibi yurtdışı geçici görevi de olabiliyordu. Almanya’da çalışan Türk vatandaşlarının gümrük ile ilgili problemleri konusunda toplantılar yapmak üzere Gümrükler Genel Müdürlüğümüz 2 Daire Başkanı ile bizim Genel Müdürlükten ben görevlendirilmiştim.

 Gideceğimiz şehir Stutgart olarak belirlenmişti. Her birimiz ayrı yerlerde kalmaya başlamıştık. Benim Dayıoğlu ne tesadüf Dışişleri görevlisi olarak ailesi ile birlikte o şehirde görevli idi. Onun için hiç yabancılık çekmediğim gibi kalacağım evi de düşünmüştü. Yine Almanya’da restaurant işleten bir hemşerimizin misafirleri için boş tuttuğu bir daireyi bana tahsis etti. Rahatım çok iyi, restaurantta yemek yiyorum ve görevli olmadığım zaman evde istirahat ediyorum veya geziyordum. Dayıoğlu Altan ARASLI* gezmeyi, yazmayı ve tarihi seven bir kişi idi. Beni de gezdirmek için çok gayret etti. Sayesinde İsviçre ve Avusturya’yı görme imkânım oldu. Özellikle İsviçre çok ilgimi çekmişti. Ticari hayatın canlı olduğu, insanlarının gayet yetenekli, bilgili ve kültürlü oldukları dikkat çekiyordu. Avusturya’nın şatoları, doğası ve tarihi anılarımda unutulmayacak şekilde yer almıştır.

Bilgilendirme yaptığımız işçilerimizin çok büyük sorunlarının olmadığını anlıyoruz. Özellikle ülkeye dönüşte gümrükte problem yaşamak istemedikleri konuda hassasiyet gösteriyorlardı. Yurt dışından ülkeye getirecekleri otomobil, döviz gibi konularda sorulan soruları cevaplandırıyorduk. Benim vergi mevzuatı konusunda bilgilerimi aktarırken vatandaşlarımızın dikkatle dinlediklerine, bazılarının öğrenciler gibi sürekli not aldıklarına tanık oluyorum. Toplantılarımız gayet zevkli ve faydalı oluyor ve bu durum bizi de memnun ediyordu.

Benim görev dışında rehberim Altan ARASLI mümkün olduğu kadar beni yalnız bırakmamaya gayret ediyordu. Zaman zaman evine misafir oluyor, geleneksel yemeklerimizi yeme imkânı oluyordu. Geçen süre içerisinde Stutgart kentini tanımıştım artık. Altan Bey bana nereye gideceğimi söylüyor, ben de tarif ettiklerini yapıyordum. Yine bir gün şu numaralı metroya bin şurada in demişti. Aynısını yapmaya başladım. Bahnhof’a (istasyon) gittim, bir müddet sonra tren geldi, biraz gittik söylediği istasyon bir türlü gelmiyordu. Yanlış bindim diyerek bir müddet sonra indim, bu arada tedirgin olmuştum. Neticede karşı tarafa geçtim ve gelen tren’e binerek bindiğim istasyona gelince indim. Metro güzergahı o hafta değişmiş, bu değişim bilinmediği için böyle bir macera yaşamış oldum. Yani kayboldum ama az almanca sayesinde yolu bulmuştum. Altan’a anlatınca belki 10-15 dakika güldü.

Kaldığımız ev Obertürkheim (Aşağı Türk Yurdu) mahallesinde idi. Ayrıca Stutgart’ta Untertürkheim (Yukarı Türk Yurdu) mahallesi de vardı. Altan Bey benim merakımı üstün tarih bilgisi ile aydınlattı. Bu isimler nereden kaynaklanıyordu anlattı.

“Viyana kuşatması sırasında yeniçerilerimiz Almanya içlerine kadar girmişlerdi, güzel bağların üzümlerinin cazibesine kapılan askerlerimiz bağlardan üzüm toplamışlar, ama bağ çubuklarının altına sahipleri olmadığı için altın bırakmışlardı, sahipleri bunu tespit edince çok mutlu oluyorlar ve bu davranışa saygı duyduklarından mahallelerin isimlerini böyle adlandırıyorlar. Sonuçta bu isimler günümüze kadar aynen devam ede gelmiştir.”

Fakülte’de öğrenci iken “İktisadi Sistemler” isimli dersimiz vardı. Sosyalizmi disiplinli, insanların işinde gücünde olduğu, sokaklarda fazla kişinin olmadığı, emeğin yüce değer olarak kabul edildiği sistem olarak öğrenmiştik. Almanya’daki yaşamı görünce sosyalist sistem bu olsa gerek diye düşündüm. Benim öğrendiklerim burada uygulanıyordu. Bu görüşümü gelince arkadaşlarıma aktardığımda bana hak verdiklerine tanık olmuştum. Ülkemize göre çok disiplinli, kurallı ve herkesin işinde gücünde olduğu bir toplum olarak gördüm. Her tarafa metro ile gidilebiliyor, metro trenleri hızlı ve konforlu, seyahat etmek kolay, Avrupa Birliği ülke vatandaşları için seyahat etmek, gezmek daha kolay. Benim için güzel bir görev seyahati oldu. Her şeyden önce hiç yabancılık çekmedim. Bu vesileyle değerli kardeşim Altan ARASLI’yı rahmetle anıyorum. Her zaman kalbimizde yaşayacak, eserleri tarihi belge olarak kalacak. Diplomasi mesleği nedeniyle edindiği kültürel birikimini zamanında değerlendirmiş olması bizler için kazanç olmuştur.

Esenlik dileklerimle. …

                                                                                                            ________________________

A.Altan ARASLI, çocukluk yıllarından itibaren her zaman hem arkadaşım, hem de bir dostumdu. Hiçbir zaman kalben ayrı kalmadık. A.Altan ARASLI hakkında daha geniş bilgiye google dan ulaşmak mümkündür.


|


Yorum eklemek ister misiniz?

E-posta adresiniz yayımlanmayacaktır.