Aydın Menderes’in Ricası
Daha önceki yazılarımda defalarca açıkladığım üzere bu defa yaptığımız görevleri tekrarlamayacağım. Yaptığımız görev nedeniyle zaman zaman siyaset ve siyasetçiler ile ilişkilerimiz olur. Şu bir gerçek ki vergi olayı halkımızı, ekonomiyi ve siyaseti yakından ilgilendiren bir olgudur.
Meslek hayatımda değişik ve ilginç olaylar ile karşılaştığım malumdur. Grup Başkanlığım sırasında yaşadığım bir olayı kısaca anlatmak istiyorum.
2005 yılı Şubat ayı içerisinde bir gün telefonum çaldı. Karşımdaki kişi kendini tanıttı ve bir sorun olduğunu anlattı. Buyurun efendim dedim. Kendisini hemen tanıdım. Aydın MENDERES ile görüşüyordum. Aydın bey bana hitaben; “Sayın Başkan bugün dairenizden bir müfettiş ben aradı ve vergi usul kanunundan bahsederek, bir konuda tarafımdan bilgi alınacağını, gelmemem halinde hakkımda ceza uygulanacağını belirterek mutlaka gelmemi istedi, ben durumumu anlatmak istedim, ancak gelmem hususunda ısrar etti. Bende sizi aramak zorunda kaldım” dedi. Ben durumu hemen anladığım için ilgileneceğimi belirttim ve benden haber beklemesini rica ettim.
Ortada bir yanlış anlama ve durumun bilinmemesinden kaynaklanan bir sorun olduğu açıktı.*
Hatırlayamayanlar için açıklayayım Aydın MENDERES sakat ve yürüyemeyen, özel donanımlı sakat arabası ile yaşayan bir siyasetçi vatandaşımız idi. İncelemeyi yapan meslektaşımı çağırarak kendisine durumu anlattım. Genç meslektaşımın Aydın beyi tanımadığı gibi durumunu da bilmediğini zaten tahmin etmiştim. Kendisi yanlış yaptığını anlamıştı, hassas bir konu olduğu için kendisini teselli ettim. Kendisine Aydın beyi aramasını yarın kendisinin bizzat geleceğini bildirmesinin uygun olacağını belirttim. Aydın beyin kullandığı tekerlekli sandalye ile dairenin asansörü ile katlara çıkması, kullandığı aracın büyüklüğü nedeniyle imkânsızdı.
Ertesi gün meslektaşıma grubun arabasını tahsis ettim. Her şey yoluna girmişti. Meslektaşım görevini hakkıyla yerine getirmiş oldu. Ben arayıp bilgi verecektim ancak Aydınbey beni arayarak hem görevini yapan meslektaşıma, hem de bana teşekkürlerini iletti. Böylece görev yerine getirildiği gibi, hiçbir kırgınlık olmamış ve bir yanlışlık giderilmiş oldu.
***
Bu olay genç meslektaşlar için bir tecrübe oldu. Demek ki eğitimlerde bu gibi özel durumların genç meslektaşlara anlatılmasının yararlı olacağı anlaşılmış oldu. Bu deneyimimi bir meslektaşıma anlatınca oda ilginç bir anısını anlattı.
Maliye teşkilatında Çankaya Vergi Dairesinde Vergi Memuru olarak göreve başladığını, bu görevi sırasında çok sayıda siyasetçinin Vergi Dairesine bizzat gelerek yıllık gelir vergisi beyannamelerini verdiklerini, en ilgici ise İsmet İNÖNÜ’nünde bizzat Vergi Dairesine gelerek kira geliri nedeniyle beyannamesini Vergi Dairesine verdiğine tanık olduğunu anlattı. İsmet İNÖNÜ daireye yanında sadece bir güvenlik görevlisi ile birlikte gelmiş ve vergi dairesi yetkililerini ziyaret ederek vergi ödevini yerine getirmişti. Bu durum örnek bir davranış olarak anılarda yer almıştı.
***
Yine bir Gazeteci ve Taşçı Emlak sahibi Salim TAŞÇI “Arabayı İnek Yedi mi?” haberi ile basın dünyasında adını duyurmuş bir yazardı. Daha sonraki yıllarda emlakçılıkta adını duyurmuş ve meşhur “Banka Satan Emlakçı” sıfatını da unvanına eklemişti. Salim beye bu unvanın nereden geldiğini sorduğumda, banka satışını bir emlakçı olarak gerçekleştirdiğim için bu satış basında yankılanmıştı. Bundan sonra kendisinin meşhur emlakçı olarak anıldığını açıklamıştı.
Bu anekdotları burada anlatarak tanık olduğum anılara bu vesileyle yer vermiş oldum.
Esen kalınız.
Ali İYİBİL
* Aydın MENDERES, Adnan MENDERES’in oğlu olup, 16, 20 ve 21 inci dönem İstanbul milletvekilliği yapmıştır. 1996 yılında bir trafik kazası sonucu yürüme yeteneğini kaybetmiş ve tekerlekli sandalye ile yaşamını sürdürmüştür. 23.12.2011 tarihinde vefat etmiştir.
Yorum eklemek ister misiniz?